Ağaç Adamlar ve Sarmaşık Kadınlar

Bağlanma ve Terk Edilmek Üzerine…

Hemen her gün yeni biri giriyor kapıdan ve karşıma oturuyor ve daha önce de dinlediğim bir diğerinin çok benzeri öyküyü anlatıyor bana… “ben onu çok sevdim, ondan başka kimseyi düşünmedim, o ise beni terk etti.” Ardından gözyaşları dökülüyor genç ya da orta yaşlı kadının göz pınarlarından… ve ekliyor “şimdi ben onsuz ne yapacağım, bana yardım edin onu unutayım, ne olur”

Karşımda bu özgüvenini kökten yitirmiş gibi davranan, her şeyin bittiğini iddia eden, pek çoğu ortalamanın üzerinde kariyer sahibi, hayatta bir yere gelmiş kadınlara bakınca yanıldıkları noktanın ya da yaptıkları hatanın ne olduğunu çok da net bir şekilde görebiliyorum. Ortada onların göremediği ve benim gördüğüm durum ise tam bir güvensizlik ve belki de tabiri caiz ise gövdesizlik hali var.

İlişkiler bir bahçedir derim çoğu zaman ve çiftler bu bahçe içerisinde yan yana iki ağaç, iki ulu çınar gibi büyümeyi bilmeli ve öğrenmelidirler. Bu iki ağaç ki birbirlerine yakın olmalarına rağmen birbirlerinin güneşini kesmeyen, birbirlerinin kökünden çalmayan bir eşgüdüm ve uyum içerisinde yaşayan iki bağımsız ruh olmalıdırlar.

Günümüz de ise geldikleri noktayı ya da yaptıkları kariyeri hiçe sayarcasına karşılarındaki erkeğe körü körüne bağlanan bahçedeki diğer ağaç olmak yerine gövdesi ayakta yalnız başına duramayan bir sarmaşık misali sarılan kadınların sayısı hiç de azımsanacak gibi değil. Bu kadınların ortak özelliği ise hayatlarındaki erkek bahçeden çekip gittikten sonra ya da ölüm ve kaza gibi doğal nedenlerden dolayı yok olduktan sonra aynen bir sarmaşık gibi yerlerde sürünüyor olmalarıdır.

Bu tür kadınlar çoğunlukla kendilerine benzer anneler tarafından korkutularak ya da babalarının yoğun baskısı altında yetişmiş, çoğunlukla baba sevgisine bir şekilde hasret büyümüş ve kendi gövdelerinin olamayacağı geleneksel toplum tarafından bilinçaltlarına enjekte edilmiş kadınlardır ki çoğunlukla geleneksel toplum düzeninin çift taraflı esnek (iki yüzlü) normları da bunu her fırsatta destekler. Çünkü kadın geleneksel bakış açısına göre erkeğine bağımlı olmalı ve bağımlı yetiştirilmelidir. Hatta bağımsızlık ve özgürlük fikri pek çok ebeveyn zihniyeti için tehlikelidir. Tam da bu nokta da yaşam da geldikleri nokta ne olursa olsun bu şartlarda yaşamış ve yetiştirilmiş bir kadının zaten ayrılma, boşanma ya da ölüm sonrası yerle yeksan olması gayetle doğaldır. Özgüven kendisini kötülük ya da fazlalık olarak gören bedenler ve bünyeler için çoğu zaman temizlenmesi güç bir zehir gibi algılanır ki bağımlı olmak işin zaten çoğu zaman kolay yoludur. İşin kolayına kaçan kişinin ise sonradan ödeyeceği bedel ise fazlasıyla büyük olacaktır. Bu nokta da kişi bir karar vermek ve tekrar ağaç olmak ya da özünde olduğu gibi ağaç olmak için gövdesini kalınlaştırmalı ve ayakta durmaya çalışmalıdır. Eğer kişi bunun yalnız başına beceremiyorsa gerçek bir eğitim almış, deneyimli bir ruh sağlığı uzmanından (psikolog, psikolojik danışman ya da psikiyatri uzmanından) yardım almaktan çekinmemelidir. Terapi bu durumlarda çok da kısa olmayan bir yol olsa dahi çoğu zaman kişinin kendi gerçeğinin farkına varması için önem taşımaktadır.

Terapi bir yoldur ki, belki de hayatta aslolan yolda olmaktır.

 

dr. murat sarisoy

Dr. Psikolog Murat SARISOY

Uzman Klinik Psikolog - Evlilik ve Aile Terapisti

Randevu almak için 7/24 DANIŞMA HATLARIMIZ 

Ekibimiz Hakkında Bilgi Almak İçin BİZ KİMİZ ?

İzmir Psikolog - Gökyüzü Psikoterapi Enstitüsü Merkezimizin yeri için KONUM 

Psikolog Dr. Murat SARISOY Hakkında Tarafsız Tavsiye Sitesinde Yazılan TAVSİYELER

Yazdığım ve basılmış kitapları görmek için KİTAPLARIM linkini inceleyiniz.

  • Etik, Bilimsel yaklaşımımız ve tam 25 yılllık tecrübemizle yanınızdayız...
  • Danışma ve Randevu Hatlarımız:

    • 0 232 464 00 60
    • 0 534 670 23 73
    • 0 554 580 25 10

     

    Danısmanlık Konuları

    Bizi Takip Edin

    Free Joomla templates by L.THEME