Kuzey’in bağlaması geldi... Televizyon dizileri ve hayatımıza etkileri...

Dün akşam popüler televizyon dizilerinden birinde Kuzey isimli asi, yakışıklı ama özünde iyi (her ne demekse) kahramanı bağlamasını kucağına oturttu ve “tabip sen elleme benim yaremi” adlı o insanı hüznünden orta yerinden ikiye ayıracak nitelikte türkülerden birini seslendirdi. Geçtiğimiz sene Fatmagül’ün (suçu belli olmayan malum şahıs) yaptığı playback çalışmasıyla karşılaştırıldığında, bu sefer bu genç oyuncuyu sadece takdir etmek kaldı bizlere...

Teknoloji çağında bildiğimiz gerçek ise dizi daha bitmeden Google’da türkünün çeşitli versiyonları çoktan aranmaya başlandı, twittler atıldı, facebook’ta sözde sosyal video paylaşımları yaşandı. Hatta uyanık bazı müzik mağazaları “Kuzey’in bağlaması geldi, en güzel Kuzey Bağlaması bizde, Kuzey türküsü öğretilir” afişlerini mağazalarının camlarına astılar bile...

Diziyi ve buna benzer dizileri izlerken defalarca farkında olarak ya da farkında olmayarak sanal reklam uygulamalarına maruz kaldık, bırakıldık, bırakılıyoruz. Aslında hepimizin bildiği ama pek azımızın farkında olduğu gibi ekmek arası köfte misali, dizi arası reklam tüketiyoruz. Peki ya tükettiğimiz bu imgeler ya da sanal reklam uygulamaları bizi farkında olmadan nereye ya da nelere yönlendiriyor farkında mıyız...

Dizilerin sponsorları sosyokültürel, sosyoekonomik düzey ve sınıf farkı gözetmeksizin saldırıyorlar üzerimize, duygusal anlarda kahramanın cep telefonu tam da elindeyken, nedense fonda reklam panosunda bir sevgi sözcüğü beliriyor, Gsm şirketlerinin reklam panolarından artık sevgi sözleri parayla transfer ediliyor (hatta belki de satılıyor). Dizinin zengin olup gönlünü fakir ama okumuş delikanlısına kaptıran güzel yüzlü sarışın kahramanı pahalı oyuncağı Maserati’sine binerken orta sınıf için oyuncak olarak alternatif arabacıklar, bu sahnenin hemen ardından gözümüze gözümüze sokuluyor hatta onu da alamayacaklar için aynı gruptan daha düşük segmentler sergileniyor. Böylelikle “herkesin bir arabası olmalı” mesajını beyinlerimizin bilinçaltı alanlarına anında indiriliyor, gönderiliyor.

Kahramanımızın özenle seçilmiş doğum günü hediyeleri, zoraki evlendiği kızımızın sözde arkadaşından aldığı son moda sözde eski elbiseleri hep tüket, hep tüket mesajları verirken, kötü niyetli üvey abiler sahte imzalarla şirketleri kendi üzerlerini geçiriveriyorlar. Sonuç mu, “üretmeden tüket”,  "sonuca ulaşmak için çalışmaya gerek yok at bir sahte imza”, “ol fotomodel kurtar kendini”, “kazanmak için her türlü kanunsuz işe bulaş, gerekirse ölümüne döğüş” mesajları havada uçuşuyor.

Ama yine de biz asi, ama yanlış anlaşılmış, sevilmemiş kahramanımızı bu mesaj bombardımanı ortasında, sesi yanık olmasa da bağlama çalabildiği için, içimizdeki sevgisizlikleri, itilmişlikleri, yalnızlıkları temsil ettiği için çok çok seviyor bağrımıza basıyoruz, çünkü o bağlamalı delikanlı romeo duruşuyla, bizim artık iyice kan kaybetmiş ruhlarımıza, ya da ruh kaybetmiş kanlarımıza şimdilik iyi geliyor...

Sonsuz sevgi ve sabırla... Kalın sağlıcakla...

dr. murat sarisoy

Dr. Psikolog Murat SARISOY

Uzman Klinik Psikolog - Evlilik ve Aile Terapisti

Randevu almak için 7/24 DANIŞMA HATLARIMIZ 

Ekibimiz Hakkında Bilgi Almak İçin BİZ KİMİZ ?

İzmir Psikolog - Gökyüzü Psikoterapi Enstitüsü Merkezimizin yeri için KONUM 

Psikolog Dr. Murat SARISOY Hakkında Tarafsız Tavsiye Sitesinde Yazılan TAVSİYELER

Yazdığım ve basılmış kitapları görmek için KİTAPLARIM linkini inceleyiniz.

  • Etik, Bilimsel yaklaşımımız ve tam 30 yılllık tecrübemizle yanınızdayız...

Danışma ve Randevu Hatlarımız:

  • 0 232 464 00 60
  • 0 534 670 23 73
  • 0 554 580 25 10

 

Danısmanlık Konuları

Bizi Takip Edin

Free Joomla templates by L.THEME